TKP
 
Yeniden Merhaba
Yayın İlkelerimiz
Yazılar - Arşiv
 
İşçinin Sesi Yayınları
Kitaplar
İşçinin Sesi
Çek-Al
Kavga - Kervan
Kaynak
İşçi Yaşamı
İşçinin Gezetesi
Binçiçek
cddrt
dtd
Isha Bulletin

Soviet News
 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

SENDİKALARIN GÖREVLERİ (Ağustos 1866)

Karl Marks

Bilimsel komünizmin kurucusu Karl Marks'ın I.Enternasyonal'in Geçici Genel Konseyi'nin delegeleri için hazırladığı yazının bir bölümünü oluşturan bu metin, sendikaların görevlerini. aradan 125 yıl geçmiş olmasma karşın, sanki dün kaleme alınmışçasına ele alıyor. (Marks-Engels, Toplu Yapıtlar, İngilizce basım, 2. cilt, s.82-83)

a. SENDİKALARIN GEÇMİŞLERİ

İşçinin satacak yalnızca işgücü varken, sermaye yoğunlaş­mış toplumsal güçtür. Bu nedenle, sermaye ve emek arasındaki sözleşme, hiçbir zaman, maddi yaşam ve emek araçlarının mülkiyetini bir yana, yaşamsal önem taşıyan üretici enerjiyi bir yana koyan bir toplum anlamında bile olsa, adil koşullarda gerçekleştirilemez, İşçilerin tek toplumsal gücü, onların sayısıdır. Bununla birlikte, sayısal güç, bölünmüşlük yüzünden kırılır. İşçilerin bölünmüş­lüğü, parçalanmışlığı onların birbirleriyle kaçınılmaz rekabeti tarafından yaratılır ve sürdürülür.

Sendikalar aslında, kendilerini hiç değilse saf kölelik koşullarının üstüne çıkarabilecek sözleşme koşullarını elde edebilmek için, bu rekabeti kaldırmak veya en azından kontrol altına almak üzere işçilerin kendiliğinden girişimle­riyle ortaya çıktılar. Dolayısıyla, sendikaların acil hedefi, günlük ihtiyaçlarıyla, sermayenin dur durak bilmeyen saldırılarını engellemeye yönelik uzlaşmalarla yani tek kelimeyle, ücret ve çalışma süresi sorunlarıyla sınırlıydı. Sendikaların bu faaliyeti, yalnızca meşru değil, aynı zamanda gereklidir. Mevcut üretim sistemi sürdükçe de onsuz yapılamaz. Üstelik, tam tersine, sendikaların kurulması ve birbiriyle birleştirilmesi bütün ülkelerde yaygınlaştırılmalıdır. Öte yandan, sendikalar, kendileri bilincinde olmadan, ortaçağ belediye ve loncalarının ve komünlerinin orta sınıfa yaptığı gibi, işçi sınıfının örgüt merkezlerini meydana getiriyorlardı. Eğer sendikalar, sermaye ve emek arasındaki gerilla çarpışmaları için gerekliyse, ücretli emek ve sermaye sisteminin ta kendisini azletmek için örgütlenmiş kuruluşlar olarak daha da fazla önemlidirler.

b. SENDİKALARIN BUGÜNLERİ

Sermayeye karşı yerel ve acil savaşıma haddindcn fazla yönelmiş olan sendikalar, kendilerinin ücretli kölelik sistemine karşı sahip olduğu eylem gücünü henüz bütünüyle kavramış değiller. Bu nedenle, genel toplumsal ve politik hareketlerden, gereksiz yere uzak durdular. Yine de, örncğin İngiltcrc'deki son politik harekctc katılmala­rından, Birleşik Devletler'deki işlevlerine daha yakından bakılmasından, ve sendika delegelerinin Sheffield'deki son büyük konferansta kabul ettikleri şu karardan görüldüğü kadarıyla, son zamanlarda kendi büyük tarihsel misyon­larının bir ölçüde farkına varmış görünüyorlar:

”Bu konferans Enternasyonal Birliğin bütün ülkelerin işçilerini bir tek kardeşlik bağıyla birleştirme yolundaki çabalarını takdirle karşılayarak, bütün emekçi topluluğunun ilerleme ve esenliği için zorunlu olduğuna inandığı bu kuruluşa üye olmayı, burada temsil edilen çeşitli örgütlere, ciddi olarak tavsiye eder.”

c. SENDİKALARIN GELECEKLERİ

İlk ortaya çıkış amaçları bir yana, sendikalar, şimdi işçi sınıfının tam kurtuluşunun genel çıkarı için sınıfın örgütlenme merkezleri olarak bilinçli davranmasını öğrenmek zorundadırlar. Onlar, bu doğrultuda eğilim gösteren her toplumsal ve siyasal harekete yardım etmelidirler. Kendilerini bütün işçi sınıfının savunucuları ve temsilcileri olarak görüp ona göre davranırken, örgütlenmemiş insanları kcndi saf1arına kazanmamazlık edemezler. Onlar, istisnai koşulların güçsüz bıraktığı tarım işçileri gibi en kötü ücret alan işçilerin çıkarlarını dikkatle kollamalıdırlar. Onlar, çabalarının dar görüşlü ve bencil olmaktan uzak olduğuna, zulüm altındaki milyonların kurtuluşunu amaçladıklarına bütün dünyayı ikna etmck zorundadırlar.