TAKSİM’DE 1 MAYIS HÜKÜMETİN BAŞINA BALYOZ GİBİ İNDİ
1 Mayıs 2009 işçi sınıfının gerçek demokrasinin savaşçısı olan tek sınıf olduğunu bir kez daha gösterdi.
İşçi sınıfımız tüm Türkiye’de ve Taksim’de devletin tüm oyunlarını boşa çıkartıp 1 MAYIS ALANINA girdi. Son birkaç yılın 1 Mayıs’larını hatırlarsak, sonuçta işçiler gürül gürül çatışa çatışa, yürekleri ve yumrukları ile 1 mayıs alanına aktı. Taksim’de kızıl bayrağı dalgalandırdı. 1 Mayıs, yeşil hükümetin başına balyoz gibi indi.
Taksim’e girmekle kalmayan işçi sınıfımız, gerçek demokrasisin Kürdün Türkün Çerkezin Ermeninin Yahudinin Rumun, kısacası tüm halkların gerçek demokrasisini kurmaya yetenekli tek sınıf olarak, şimdi 1977 Bir Mayıs’ında öldürülen sınıf kardeşlerinin katillerini istiyor.
İşçi sınıfımız hak ve adalet istiyor. Ama, Nisan ayı boyunca ülke ve işçi sınıfının gündemini 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması meşgul etmiş olmasına rağmen, 2008’de yaşananlardan çekinen hükümet, bir yandan 1 Mayıs’ı bayram ilan ederken, bir yandan da Taksim’i işçilere kapalı tutmak için çok çabaladı. Yani ne hak ne de adaletten yana olmadığını, kendi anladığı demokrasinin sadece yeşil sermayeli, tarikatlı ve Amerika'lı Nato'lu bir demokrasi olduğunu gösterdi. Kürtlerin en basit demokratik istemlerinin üzerine bombalar yağdırarak Anadolu halkına nasıl bir zulüm, nasıl bir baskı makinesine dönüştüğünü zaten görüyorduk.
En ufak bir demokratik kalkışmaya izin yok. Hele işçilerden geliyorsa hiç yok! Varsa yoksa, iktidara gelirken kullandıkları allah/din/Kuran, ille de türban! Deniz Feneri yiyiciliği karşısında kör sağır ve dilsiz bir hükümet!
Hükümetin son zamanlarda haberlerde başköşeye yerleşen Ergenekon örgütlenmesi karşıtlığı da yalandır. Bakın, bir yandan pis işlere bulaşmış askerleri, katilleri, çeteci faşist grupçukları tasfiye etmeye çalışıyorlar; bir yandan da 12 eylül’ün faşist generali Evren’i cezalandırmak akıllarına bile gelmiyor; adamı cumhurbaşkanlığı köşkünde ağırlıyorlar. İnsanları çaresiz bir ikileme sokmaya çabalıyorlar; işçileri ya faşizm ya şeriat arasında tercih yapmaya zorluyorlar.
İşçi sınıfı bu sahte ikileme kanmıyor, ne hükümetin ne de muhalefetin sahte demokratlığını yutmuyor. 1 Mayıs’ta Taksim’i dişe diş mücadele ederek, bileğinin zoruyla söke söke aldığı gibi, hakiki bir alternatifin yani devrim alternatifinin bulunduğunu da kent ve kır yoksullarına işaret ediyor.
Bu bilinçle tüm işçi kardeşlerimin 1 mayısını kutluyorum
Yaşasın 1 Mayıs
Gerçek demokrasi işçilerle gelecek