TKP
 
Yeniden Merhaba
Yayın İlkelerimiz
Yazılar - Arşiv
 
İşçinin Sesi Yayınları
Kitaplar
İşçinin Sesi
Çek-Al
Kavga - Kervan
Kaynak
İşçi Yaşamı
İşçinin Gezetesi
Binçiçek
cddrt
dtd
Isha Bulletin

Soviet News
 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

SENDİKACI ARKADAŞLAR, TABANIN SESİNE KULAK VERİN!

Zonguldak’ta yayınlanan Susma gazetesinde çıkan bir habere göre Genel Maden İşçileri Sendikası içinde bir grup maden işçisi, Tabanın Sesi adıyla bir araya geldi ve bir imza kampanyası başlattı. “Sendika yöneticilerinin aldığı yüksek ücretler, tazminatlar, sınırsız harcama yetkileri, lüks makam araçları, sendikamızın kamuoyundaki saygınlığını ciddi biçimde zedeliyor… Sendika, bu utanç verici durumdan kurtarılmalıdır” açıklamasını yapan işçiler, 11 maddelik bir muhtıra yayınladılar.  

Rödevanslı sahalarda örgütlenilmesini ve tüm havzada güvenlikli bir çalışma ortamı için aktif mücadele kararı alınarak yönetim kuruluna talimat verilmesini de isteyen Tabanın Sesi hareketi mensupları, şu açıklamayı  yaptılar:
“Avukatlar baroya yılda 200, doktorlar Tabip Odasına 60, kamu çalışanları KESK’e 60, mühendisler TMMOB’a 144, esnaflar odalarına 60 YTL aidat öderken, bizler GMİS’e yılda ortalama 700 YTL ödüyoruz. Daha üst gelir grubundaki çalışanlardan çok daha fazla aidat ödeyerek var ettiğimiz sendikamız, borç batağı içinde yüzüyor. Bu nedenle mülkleri haraç mezat satışa çıkarılıyor. Bu durum kabul edilemez. Türkiye işçi sınıfı tarihine adını altın harflerle yazdıran Genel Maden İşçileri Sendikası birçok olumsuz gelişmeye sessiz kalıyor. İşyerlerimiz bir bir kapatılıyor. İşlerimiz, taşeronlara ihale ediliyor. Resen emeklilik uygulaması devam ediyor. Yeni işe alınan arkadaşlarımıza sefalet ücreti dayatılıyor. Bu olan bitenler karşısında GMİS yönetimi üç maymunu oynamaya devam ediyor. Görmüyor, işitmiyor, bilmiyor. Daha fazla sessiz kalmayacağız. Taleplerimiz etrafında tüm havza çapında bir örgütlüğü yaratıp, takipçisi olacağız. Sağduyu ve vicdan sahibi herkesi destek vermeye çağırıyoruz.”

“ARTIK YETER” MUHTIRASI METNİ

“Türkiye işçi sınıfı tarihine adını altın harflerle yazdıran Genel Maden İşçileri Sendikası birçok olumsuz gelişmeye sessiz kalıyor. İşyerlerimiz bir bir kapatılıyor. İşlerimiz, taşeronlara ihale ediliyor. Resen emeklilik uygulaması devam ediyor. Yeni işe alınan arkadaşlarımıza sefalet ücreti dayatılıyor.
“Sendika yöneticilerinin aldığı yüksek ücretler, tazminatlar, sınırsız harcama yetkileri, lüks makam araçları, sendikamızın kamuoyundaki saygınlığını ciddi biçimde zedeliyor. Bugünkü haliyle GMİS; yönetimine gelebilmek için her türlü ayak oyununun yapıldığı bir çıkar örgütü görünümü sergiliyor.
“Daha üst gelir grubundaki çalışanlardan çok daha fazla aidat ödeyerek var ettiğimiz sendikamız, borç batağı içinde yüzüyor. Bu nedenle mülkleri haraç mezat satışa çıkarılıyor.  
“Bunları kabul etmiyor,  ‘ARTIK YETER’ diyoruz. (…)

  1. Sendika yöneticilerinin maaşları, en yüksek madenci maaşını geçmesin.
  2. Kıdem tazminatının yasal sınırları dışında, her ne ad adı altında olursa olsun, yapılan tüm tazminat ödemeleri kaldırılsın.
  3. Sendika yöneticilerinin yakınlarının sendika ile her türlü iş ilişkisi yasaklansın.
  4. Belli değer üzerindeki taşınır ve tüm taşınmaz malların alım - satım yetkisi, yönetim kurulundan alınarak genel kurula devredilsin.
  5. İstisnasız tüm sendika araçlarına yakıt sınırı konulsun, aşan bölümü kullanandan tahsil edilsin.
  6. Sendikanın sabit telefonları dışında, hiçbir yöneticinin telefon ücreti sendikaca ödenmesin.
  7. Açıklık, şeffaflık ilkesi uygulansın. Yönetim kurulu kararları ile gelir gider cetveli her ay düzenli olarak ilan edilsin.
  8. Yöneticilerin kent dışına harcırahlı çıkışları denetim altına alınsın. Belli miktar üzerindeki konaklama, yemek ve ulaşım masraflarını yapan ödesin.
  9. İşyeri temsilcileri seçimle gelsin. Üyelere seçtiği tüm yöneticileri geri çağırma hakkı tanınsın. Sendika içi demokrasi işletilsin.
  10. Rödevanslı sahalarda örgütlenme ve tüm havzada güvenlikli bir çalışma ortamı için aktif mücadele kararı alınsın. Yönetim kuruluna bu konuda talimat verilsin.
  11. Tüm bu düzenlemelere koşut olarak sendika üyelik aidatı kabul edilebilir bir düzeye çekilsin.

Aşağıda imzası bulunan biz işçiler, bu talepler etrafında tüm havza çapında bir örgütlülüğü yaratıp, takipçisi olacağımızı ilan ediyor, sağduyu ve vicdan sahibi herkesi destek vermeye çağırıyoruz.”

***

Yukarıdaki açıklamayı okuyan her sağduyu sahibi işçi teslim eder ki, Zonguldak maden işçileri sendikalarında bu istemleri yükseltmede yerden göğe haklı ve belki de aşırı kibardırlar. Çünkü, Türkiye sendikal hareketi sadece GMİS’te değil bir bütün olarak ciddi sorunların içindedir. Yukarıdaki 11 maddede sıralanan sorunlar esas olarak SENDİKA-İÇİ DEMOKRASİ sorununun ne denli ivedileşmiş olduğuna tanıklık ediyor.

Evet, sendikal hareketimizde son derece ciddi sendika-içi demokrasi, sendikal birlik ve militan eylem sorunu yaşanmaktadır. Sorunlar komünist hareketteki çöküşle birlikte iyice azmıştır. Bu duruma el atması gereken ve kamuoyunda “solcu” bilinen sendika yöneticileri muazzam bir aymazlık içindedirler. Ekim ayı civarında patlak veren ve giderek ağırlaşan kriz ise sendikaları iyice afallatmıştır. Yönetimler ne yapacaklarını bilememekte, sendika-içi demokrasi çeşitli biçimlerde hacamat edilmiş olduğu için de tabanın görüş ve yardımını alamamaktadırlar. Sendikal birlik fikrinin yeminli düşmanı gibi davranan boy boy ‘sol’ akım da varolan sorunların çözümlenmesinde sendikacı arkadaşlara yardımcı olacakları izlenimini hiç mi hiç uyandırmamaktadır.

Biz, başta Türk-İş olmak üzere tüm sendikalara sendika-içi demokrasi, sendikal birlik ve militan eylem konularında dilimizin döndüğü kadar ve elimizin ulaştığı ölçüde yardımcı olma kararlılığındayız. Bu amaçla gerek Türk-İş ve ona bağlı sendikaların gerekse Disk ve üyesi sendikaların, kamu işçilerinin örgütlerinin sorunlarını yoğun olarak sitemizde ele alıp, düşman gibi değil, bir dost gibi işleyeceğiz.

Dost kimi zaman tatlı şeyler söyler, kimi zaman acı gerçekleri insanın yüzüne vurur. Alınmaca yok, sendika yöneticisi arkadaşlar, her aklıbaşında insan gibi akıllarına yatanı yapmakta, ‘doğrudur’ dedikleri tutumları sürdürmekte tabii ki özgürdürler. Biz de bizce neyin doğru neyin işçi sınıfının uzun erimli çıkarları açısından yanlış olduğunu kendilerine ve de sendika üyelerine söylemekte özgürüz. Bunları küçük çıkarlar için değil sınıfımızın atacağı büyük adımları gözeterek yaptık, yapacağız. Her koşulda gözümüz gibi koruduğumuz ilkemiz, “sendika-içi demokrasi, sendikal birlik ve militan eylem”dir. Umarız sendikacı arkadaşlar görüşlerimizi, savunduğumuz ilkeleri, yaptığımız değerlendirme ve eleştirileri  işçi sınıfını ilerletme bilincini geliştirme perspektifi ile ele alırlar ve bize kulak verirler. Görüşmek üzere.

Salih Can