ZİHİNSEL ÇORBA 
        
           
          Yusuf  Zamir 
          
          Marks’tan önceki dönemde, insanca yaşanacak bir toplum hayali kuran  ütopikler, kendi zihinlerinde birtakım projeler geliştirmişlerdi. Fransız  ütopikleri tasarladıkları topluma zamanla “sosyalizm” ya da “komünizm” demeye  başladılar. Sosyalizm terimini, ilk kez, Saint-Simon’un yetiştirdiği Pierre  Leroux 1832′de, La Globe gazetesinde kullandı. Komünizm terimini de  Etiénne Cabet 1830′ların sonlarında literatüre soktu. 
           
          Marks yazılarında insana yabancılaşmış faaliyetin inkâr edilmesiyle  yaratılacak olan sahici insanlık toplumuna şu sözlerle atıfta bulunmuştur:  “Komünist toplum”, “komünal toplum”, “sosyalist toplum”, “üretim sürecinin  insan tarafından denetlendiği toplum”, “üretimi insan gibi yapmak”, “özgür  bireylerin birliği”, “işlerini ortak üretim araçlarıyla gören özgür bireyler  topluluğu”, “özgürce birleşmiş üreticiler toplumu”, “üretim araçlarının ortak  mülkiyetine dayanan kooperatif bir toplum”, “zengin bireysellik”, “faaliyetin  dopdolu gelişmesi”. 
           
          Marks, 1875′de kaleme aldığı Gotha Programının Eleştirisi‘nde  “komünist toplumun ilk aşaması”, “komünist toplumun daha yüksek bir aşaması”  diye bir ayrım yapmıştır. Bu ayrım, Marks’ın ölümünden sonra, alt aşama – üst  aşama diye iki kalıba dökülmüştür. Oysa Marks, alt aşama – üst aşama lâflarını  hiç kullanmamıştır; bu kalıpların ima ettiği gibi komünist toplumu sadece iki  evreli olarak tasavvur etmemiştir. 
           
          Marks’tan sonra uydurulan “alt aşama” kalıbına sosyalizm, “üst  aşama” kalıbına da komünizm etiketleri yapıştırılmıştır. Oysa Marks, sosyalizm  ile komünizmi, geleceğin sahici insan toplumunu adlandırmada, birbirlerinin  yerine geçebilen eş anlamlı terimler olarak kullanmıştır. Marks, sosyalist  toplum terimi ile komünist toplum terimi arasında herhangi bir kavramsal  hiyerarşi kurmamıştır. Marks hiçbir yazısında komünist toplumun ilk  aşamasına sosyalist toplum dememiştir. 
           
          Komünist toplumun ilk aşamasına sosyalist toplum denilmesi, Marks’tan  sonra gelişen bir hadisedir. Marks’ın terminolojisi bu şekilde bir kez  bozulunca Marks’ın komünist (sosyalist) toplum teorisini tahrif etmenin yolu  açılmıştır. Böylece yaratılan zihin kargaşasında sosyalist toplum terimi, yanlış  olarak, 
           
          1. Kâh kapitalist toplumdan komünist toplumun ilk aşamasına geçiş  anlamına, 
            2. Kâh komünist toplumun ilk aşaması anlamına, 
            3. Kâh yukarıdaki her iki durumu da kapsar tarzda kullanılır olmuştur. 
           
          Teori, pratiğin önünü aydınlatmak için, kapitalist toplumdan komünist  toplumun ilk aşamasına geçiş dönemi ile komünist toplumun ilk aşamasını  kavramsal olarak birbirinden ayırmak durumundadır. Teori, geçiş döneminin  görevlerini siyah beyaz netlikte ortaya koymak, komünist toplumun ilk aşamasını  da ait olduğu komünist toplumun içine sağlamca yerleştirmek durumundadır. 
           
          İkinci Enternasyonal, kapitalist toplumdan komünist toplumun ilk aşamasına  geçiş dönemi ile komünist toplumun ilk aşamasını birbirine karıştırarak teoriyi  tahrif etmiştir. Pratiğin önünü açmak için, etkisini hâlâ sürdürmekte olan  İkinci Enternasyonal’in teorik kirliliğinden arınmak zorunluluktur. 
           
          Marks İkinci Enternasyonal’in yaygınlaştırdığı çarpıtılmış  terminolojiyle okununca, Marks’ın geçiş dönemi ile komünist toplumun ilk  aşaması üstüne söyledikleri birbirine karıştırılmıştır. Tahrif edilmiş  terminolojik yükle Marks’ı okumanın, nasıl bir zihin bulanıklığı yarattığını  aşağıdaki örneklerde görelim: 
           
          “Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında, birinden ötekine  devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Buna bir de siyasal geçiş dönemi tekabül eder  ki, bu dönemde devlet proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir  şey olamaz.” (K. Marks, “Gotha Programının Eleştirisi”, 1875, MESY,  İng., c. 3, s. 26.) 
           
          Marks’ın kendi terminolojisine sadık bir okuma, Marks’ın yukarıdaki  paragrafını şöyle anlamak durumundadır: 
            “Kapitalist toplum ile komünist toplumun ilk  aşaması arasında, birinden ötekine devrimci dönüşüm dönemi yer alır.  Buna bir de siyasal geçiş dönemi tekabül eder ki, bu dönemde devlet proletaryanın  devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olamaz.” 
           
          Marks’ın cümleleri Marks’ın kendi terminolojisine uygun olarak  yukarıdaki gibi okununca hiçbir anlam kayması olmaz. Marks’ın anlatmak  istediği, özüne sadık kalarak ifade edilmiş olur. 
            Marks’ın yukarıda sergilediği zihinsel modelin ana hatlarını şöyle maddeleyebiliriz: 
           
          1. Kapitalist toplum ile komünist toplumun ilk  aşaması arasında devrimci dönüşüm dönemi, yani geçiş dönemi vardır. 
            2. Bu devrimci dönüşüm dönemi ya da geçiş dönemi üstüne proletaryanın  devrimci diktatörlüğü oturur. 
            3. Devrimci dönüşüm dönemi ya da geçiş dönemi bittikten sonra, yani  proletaryanın devrimci diktatörlüğü sönümlendikten sonra komünist toplumun ilk aşaması başlar. 
           
          Şimdi İkinci Enternasyonal terminolojisiyle aklı bağlanmış birinin, yani  komünist toplumun ilk aşamasına sosyalist toplum, daha sonra gelen  aşamaya komünist toplum denir safsatasıyla doldurulmuş bir zihnin,  Marks’ın yukarıdaki paragrafını nasıl anlayacağına bakalım: 
            “Kapitalist toplum ile komünist toplumun daha  yüksek bir aşaması arasında, birinden ötekine devrimci dönüşüm dönemi  yer alır. Buna bir de siyasal geçiş dönemi tekabül eder ki, bu dönemde devlet proletaryanın  devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olamaz.” 
           
          Bu durumda şöyle bir zihinsel çorbayla karşı karşıyayızdır: 
            1. Kapitalist toplum ile komünist toplumun daha  yüksek bir aşaması arasında komünist toplumun ilk aşaması olan sosyalist  toplum vardır. Sosyalist toplum aynı zamanda geçiş dönemidir. (Kapitalist  toplum ile komünist toplumun ilk aşaması arasındaki asıl geçiş dönemi güme  gitti! Direk komünist toplumun ilk aşamasına geçildi!) Komünist toplumun ilk  aşamasında “devlet proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey  olamaz”. (Proletarya diktatörlüğü ile komünist toplumun ilk aşaması  örtüştürüldü!) 
            2. Kapitalist toplum ile komünist toplumun daha  yüksek bir aşaması arasında komünist toplumun ilk aşaması olan sosyalist  toplum vardır. Ondan önce bir de geçiş dönemi vardır. Proletarya diktatörlüğü  her ikisini birden kapsar. 
           
          “Reel sosyalizm”in resmi ideolojisi, yukarıdaki çorbayı devletli  sosyalizm aldatmacasını meşrulaştırmak için servis etmiştir. 
           
          Marks, yukarıdaki alıntıda sunduğu zihinsel modelin başka bir  versiyonunu daha önce yazdığı bir mektupta şöyle sergilemiştir: 
            “Bana gelince, modern toplumdaki sınıfların varlığını ya da aralarındaki  mücadeleyi keşfetme onuru bana ait değildir. Benden çok önce, burjuva  tarihçiler bu sınıf mücadelesinin tarihsel gelişimini anlatmışlar ve burjuva  iktisatçılar da sınıfların ekonomik anatomisini dile getirmişlerdir. Benim yeni  olarak yaptığım şunları göstermek olmuştur: 
            “1. Sınıfların varlığı, sadece, üretimin belirli tarihsel gelişme  aşamalarıyla bağlıdır. 
            “2. Sınıf mücadelesi zorunlu olarak proletarya diktatörlüğüne götürür. 
            “3. Bizatihi bu diktatörlük, bütün sınıfların ortadan kaldırılmasına ve  sınıfsız topluma geçişten ibarettir.” (K. Marks, “Joseph Weydemeyer’e Mektup”,  5 Mart 1852, MESY, İng., c. 1, s. 528.) 
           
          Yukarıdaki alıntıyı şöyle çözümleyebiliriz: 
            - Proletarya diktatörlüğü geçişten ibarettir. 
            - Ne ile neyin arasındaki geçişten ibarettir? 
            - Sınıflı toplum ile sınıfsız toplum (ilk aşaması da dâhil olmak üzere  komünist toplum) arasındaki geçişten ibarettir. 
           
          Bu önermeler, aynı zamanda şunları da ima  eder: 
            Proletarya diktatörlüğü komünist toplumun ilk aşamasına sarkmaz. Marks,  komünist toplumun ilk aşaması ile proletarya diktatörlüğünü üst üste düşürmez. 
            İkinci Enternasyonal terminolojisiyle zihinleri tahrip edilenler,  “bizatihi bu diktatörlük, bütün sınıfların ortadan kaldırılmasına ve sınıfsız  topluma geçişten ibarettir” önermesinden şu anlamı çıkarmışlardır: Proletarya diktatörlüğü  “komünist toplumun daha yüksek bir aşaması”na kadar sürdüğüne göre, komünist  toplumun ilk aşaması, yani “sosyalizm aşaması” sınıflıdır(!) 
           
          Gelecekteki sahici insanlık toplumunun nasıl bir şey olacağı üstüne  teorik tartışmalar, bilim-kurgu uçukluğundaki tartışmalarmış gibi gelebilir.  Ama gelecek toplum vizyonu, şimdiye kadarki tarihsel hareketin biriktiregeldiği  eleştirel bilgiyi yansıtır. O halde, gelecek toplum vizyonu üstüne tartışmalar,  şimdiki reel ilişkilerin teorik ve pratik eleştirisine dünya-tarihsel ufuk  kazandıran elzem tartışmalardır. 
           
          11 Nisan 2011
 
           |