ZONGULDAK’TA TARİHİ GÜN 
          ONBİNLER “EMEĞE SAYGI” İSTEDİ
            
          Zonguldak, 27 Ocak 2013 tarihinde  gerçekleştirilen “Emeğe Saygı Mitingi”yle tarihi günlerinden birini yaşadı. 
           
          İstasyon Caddesi’nde toplanan binlerce kişi  Madenci Anıtı Alanı’na yürüdü.  
           
          Yürüyüş sırasında “Madenci Feneri Sönmeyecek,  Yaşasın Emek Dayanışması, Emeğin Başkenti Şanlı Zonguldak, Yaşasın İşçilerin  Birliği, Yaşasın Sınıf Dayanışması, Zafer Direnen Emekçinin Olacak, Susma  Haykır, Taşerona Hayır, Maden İşçisi Demokrasi Bekçisi, Susma Sustukça Sıra  Sana Gelecek, Geliyor, Geliyor, Madenciler Geliyor, Emeğe Uzanan Eller Kırılsın,  İşçi Alınsın, Üretim Artsın, Direne Direne Kazanacağız, Emekçiyiz Haklıyız,  Kazanacağız” sloganları atıldı. Madenci Anıtı alanına sığmayan onbinler,  “Emeğe Saygı” istedi. 
           
          1994 yılında, 5 Nisan Kararları’na karşı  düzenlenen mitinginden 19 yıl sonra Zonguldak, yine çok büyük bir mitinge ev  sahipliği yaptı. 
         
          Maden işçilerinin yanı sıra Türkiye’nin dört  bir yanından Zonguldak’a akın eden işçi-memur sendikaları, meslek odaları,  sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, Madenci Anıtı alanına sığmadı. 
           
          Mitinge TÜRK-İŞ, DİSK, KESK, KAMUSEN, BİRLEŞİK  KAMU-İŞ, TMMOB Konfederasyonlarına bağlı sendikalar,  meslek örgütlerinin yanısıra sivil toplum  kuruluşları, siyasi partiler ile binlerce vatandaş katıldı. 7 Ocak 2013  tarihinde TTK Kozlu Müessesesi’ndeki kazada hayatlarını kaybeden madencilerin  bağlı bulunduğu taşeron şirketin çalışanları da miting alanındaydı.  
           
          Mitinge, Türk-İş Teşkilat Sekreteri ve Yol-İş  Genel Başkanı Ramazan Ağar, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Teksif Sendikası  Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye Maden İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin  Akçul ve Yönetim Kurulu üyeleri, Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilla Ayçin  ve Yönetim Kurulu üyeleri, Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Baki Yüksel ve  Yönetim Kurulu, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ve Yönetim  Kurulu üyeleri, TekGıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ve Yönetim  Kurulu, Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ve Yönetim Kurulu üyeleri,  Türk Harb-İş Sendikası Genel Sekreteri Haldun Kurubacak, Türkiye Belediye-İş  Sendikası Genel Sekreteri Nihat Ayçiçek, Tümtis Genel Başkanı Kenan Öztürk ve  Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı Dr. Hasan  Pekdemir, Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş ve Yönetim Kurulu  Üyeleri, TezKoop-İş Sendikası Genel Başkanı Osman Gürsu ve yönetim kurulu  üyeleri, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal İş Sendikası Genel Başkanı Metin  Ebetürk, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, TMMOB Maden Mühendisleri Odası  Genel Başkanı  Mehmet Torun, DİSK Gıda-İş  Sendikası Genel Sekreteri Seyit Aslan, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı  Tombul, Türkiye Kamu-Sen adına Kadir Bacıoğlu, meslek ve sivil toplum  kuruluşlarının başkan ve temsilcileri katıldı. 
           
          Siyasi partiler de Emeğe Saygı Mitingi’ne  katılanlar arasındaydı.  Siyasi  partilerden katılan isimler şöyle; CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya,  CHP PM Üyesi Seyhan Erdoğdu, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP  Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk,  İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, ÖDP  Eşbaşkanı Alper Taş, TKP Merkez Komite Üyesi Kurtuluş Kılıçer, İşçi Partisi  Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, İP Genel Saymanı Mustafa Güleç, İP MYK  Üyesi Mehmet Akkaya, Emek Partisi,  HDK, TGB  Genel Sekreteri Cemil Gözel ile siyasi partilerin il ve ilçe başkanları. 
           
          Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir,  Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Gökçebey Belediye Başkanı Zeki  Kılıçarslan, Amasra Belediye Başkanı Emin Timur, Muslu Belediye Başkanı  Selahattin Adıyaman, Yenipazar Belediye Başkanı Ertan Aydoğan da Emeğe Saygı  Mitingi’ne katıldılar. 
            Emeğe Saygı Mitingi’ne Taşeron İşçileri  Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Öğrenci  Kollektifleri, Halkevleri, Devrek Maden İşçileri Derneği, Karadeniz Bölgesi  Muhtarlar Federasyonu, Zonguldak Muhtarlar Derneği, Beşiktaş Çarşı Grubu ile  çeşitli dernekler ve gruplar pankartlarıyla yürüdüler. 
           
          KONFEDERASYONLARDAN  DAYANIŞMA  
          Mitingde konfederasyon temsilcileri birer  konuşma yaptı. TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, taşerona karşı emeğin  başkenti Zonguldak’tan büyük bir ses çıkartıldığını söyledi.  
            DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal-İş  Genel Başkanı Metin Ebetürk, iş cinayetlerine, ölümlere karşı bir arada  mücadele etmekten başka seçenekleri olmadığını söyledi. Ebetürk, AKP’nin kurmak  istediği taşeron cumhuriyetine karşı mücadele çağrısı yaptı.  
            KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, iş  cinayetlerinin nedeni olan taşerona karşı omuz omuza olduklarını söyledi.  Yüzünde kömür karası, alnında ter olanların miting alanında olduğunu ifade eden  Tombul, isminde ‘AK’ olanların nerde olduğunu sordu.  
            Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Teksif Genel  Başkanı Nazmi Irgat, ülkede artık işçilerin emekçilerin kapının önüne  konulmaması için, kıdem tazminatına dokunulmasın için,  taşeron sistemin kaldırılması için sokaklarda  olduklarını kaydetti.  
           
            
          GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANI EYÜP ALABAŞ; 
            “EMEĞE SAYGI İSTİYORUZ” 
            Mitingde bir konuşma yapan Genel Maden  İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Emeğin Başkenti’nde emeğe  saygı istiyoruz. Buradan, ülkemizi yönetenlere anlamlı bir mesaj veriyoruz. Artık  Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hiçkimse emekçileri görmezden  gelemeyecek. 
            Artık yeter diyoruz. Biz güzel ölmek  istemiyoruz. Taşeron cinayetlerine hep birlikte son verecek, taşeron  bataklığını hep birlikte kurutacağız” dedi. 
            Alabaş şunları söyledi; 
           
          “BURASI  EMEĞİN BAŞKENTİ 
          Bugün 27 Ocak 2013; Burası Zonguldak. Burası  Emeğin Başkenti. 
            Bugün, Türkiye’nin dört bir yanından akın akın  gelen emekçilerle Madenci Anıtı’nda buluştuk. 
            Emeğin Başkentinde Emeğe Saygı istiyoruz. Buradan,  ülkemizi yönetenlere anlamlı bir mesaj veriyoruz. 
            Emeğin Başkenti’ndeki bu tablo, yarın  Türkiye’yi eskisi gibi yönetemeyeceklerini gösteriyor. Artık Türkiye’de hiçbir  şey eskisi gibi olmayacak. Hiçkimse emekçileri görmezden gelemeyecek. 
            Artık yeter diyoruz. Biz güzel ölmek  istemiyoruz. 
            Taşeron cinayetlerine hep birlikte son  verecek, taşeron bataklığını hep birlikte kurutacağız. 
         
          İŞ  KAZASI DEĞİL, İŞ CİNAYETİ 
            7 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak’ta, Türkiye  Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessesesi’nde taşeron şirkette çalışan 8 arkadaşımızı  kaybettik. 
            Biz, bu arkadaşlarımıza ve tüm maden  şehitlerimize, iş kazalarında kaybettiğimiz emekçi kardeşlerimize Allah’tan  rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. 
            Son olayı iş cinayeti olarak tanımladık. 
            İş cinayeti diyoruz. Çünkü biz, daha 2004  yılında, “Yeraltında taşeron olmaz” demiştik. 2005 yılında eylem yaptık.  TTK’nın işçi açıklarının giderilmesini ve bu işlerin de eskiden olduğu gibi TTK  tarafından yapılmasını istedik. İşçi almadılar. 
            Taşeron şirketin madenlere girmesini  engelledik. Ama devlet çalışmalarını sağladı.  
            Sonra 17 Mayıs 2010 faciasını yaşadık.  
            Bu kez de eylem yaparak uyardık. Taşeron  işçilerinin Kuruma devredilmesini istedik. Ama ilgililer devam ettirdiler.  Taşeron şirketin yeterli iş güvenliği önlemlerini almadığı raporlara  yansımasına rağmen devam edildi ve 7 Ocak 2013’ü yaşadık. 
           
          TÜM  TÜRKİYE SES VERDİ 
            Bu kez sadece Zonguldak değil, tüm Türkiye ses  verdi.  
            Türkiye’nin dört bir yanından; siyasetin her  yelpazesinden, emek örgütlerinden, meslek odalarından, emeklilerden,  işsizlerden, herkesten öfke yükseldi. 
  Çünkü taşeron cinayetleri, Türkiye’nin her  tarafını kuşattı. 
            Sadece 2012 yılında; İstanbul Tuzla  Tersanelerinde, Esenyurt’ta bir inşaatta, Samsun’da bir bakır fabrikasında,  Adana’da Gökdere baraj inşaatında, Erzurum Aşkale’de gölette, Giresun’da baraj  inşaatında onlarca taşeron cinayeti yaşandı. 
            Şubat 2011’de Afşin-Elbistan’da göçük altında  kalan 9 madenci arkadaşımızın, Adana Gökdere Baraj inşaatı kazasında kaybolan  arkadaşlarımızın cenazelerine henüz ulaşılamadı. 
            Taşeron demek, ölüm demek oldu. Kozlu, bardağı  taşıran son damla oldu ve buradan hep birlikte haykırıyoruz. Biz, taşeron  düzenini istemiyoruz. 
           
          TÜRKİYE  CUMHURİYETİ’Nİ TAŞERON CUMHURİYETİ YAPMAK İSTİYORLAR 
          Son 10 yılda taşeron işçi sayısı 4 kat artarak  1.5 milyonu geçti. 
            Türkiye Cumhuriyeti’ni Taşeron Cumhuriyeti  yapmaya çalışıyorlar. 
            Kamuda, sendikalı işçiden çok taşeron işçisi  var. 
            Bırakınız kamu işçisini, artık devlet  memurlarına bile tahammülleri yok. Onların işini de taşeron elemanlarına yaptırıyorlar. 
            Taşeron demek, 12-14 saat çalışmak demek. 
            Mesai kavramı yok, maaş düzeni yok, iş  güvencesi yok, kıdem tazminatı yok, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yok,  can güvenliği yok, sigorta primleri düzensiz, sendika yok, toplu sözleşme yok. Daha  da önemlisi gelecek güvencesi yok. 
            Yani tam bir vahşi düzen var. Tıpkı,  200 yıl öncesinin vahşi kapitalizmini  yaşatıyorlar. Köle düzenini kurmaya çalışıyorlar. 
            Biz buna sessiz kalacak mıyız arkadaşlar? (HAYIR) 
            Gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanacak  mıyız? (EVET) 
           
          GÖZLERİ  DÖNMÜŞÇESİNE SALDIRIYORLAR 
            Evet işte bu düzenin hukukunu yaratmaya  çalışıyorlar. 
            Adına da Ulusal İstihdam Stratejisi diyorlar. 
            Başta kıdem tazminatımız olmak üzere tüm  kazanılmış haklarımızı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Medya gücüyle güzel  güzel hikayeler anlatıyorlar. 
            12 Eylül 1980 darbesinden bir ay sonra,  milyonlarca işçinin kıdem tazminatını düşürdüler.  
            1982 Anayasasıyla daha da geri çektiler. 
            Şimdi ise, tamamen eritmenin hesabını  yapıyorlar. 
            Gözleri dönmüşçesine saldırıyorlar. 
            16-18 yaş arasındaki gencecik çocukların  asgari ücretinden bile 100 lirayı çalmanın hesabını yapıyorlar. 
  Öğretmenlerimizi işsiz bırakıp, boş kadroları taşeron  mantığıyla dolduruyorlar. 
            Bu ülkede emekli maaşlarının yüksek olduğunu  söyleyebiliyorlar. Eskiden Dünya Bankası’nın elemanları söylerdi, şimdi, bizim  Bakanımız “Emekli maaşları yüksek” diyor. 
           
          165  YILDIR BU TOPRAKLARDAYIZ 
            Biz madenciler olarak 165 yıldır bu topraklarda  hak mücadelesi veriyoruz. 
            1854’te İngilizler, 1890’da Fransızlar,  1914’te Almanlar geldi. Kömürümüzü alıp götürdüler. Bizi köle gibi  çalıştırdılar. Osmanlı’yı darmadağın ettiler. Canımızı verdik, kanımızı verdik,  ama onlara asla boyun eğmedik. 
            Sonra Ulu Önderimiz Mustafa Kemal geldi. Hepsi  toz olup gittiler. Biz özgürlüğün, bağımsızlığın tadına vardık. Ülkemiz,  milletimiz için çalışmanın sorumluluğunu öğrendik, onurunu yaşadık. 
            Demir-çelik fabrikalarımız, enerji  santralimiz, ateş tuğla, çimento fabrikalarımız oldu. Küçük bir mahalle iken 3  şehir olacak kadar büyüdük. 5 bin maden şehidimizle emeğin Başkenti olduk.  Ülkemiz gelişti, kalkındı. 
           
          EMEKÇİ  ORDUSUYLA TÜM SALDIRILARI BOŞA ÇIKARTTIK 
            Yine Zonguldak’ı hedef yaptılar. Bu kez  kendileri yoktu, ama uzantıları vardı. 
            1990’da başaramadılar, 1994’te başaramadılar. Önderimiz,  liderimiz, Rahmetli Genel Başkanımız Şemsi Denizer ve emekçi ordusuyla  saldırıları boşa çıkarttık. 
            Genel Başkanımız Şemsi Denizer ve katkı veren  herkesi şükranla anıyoruz. 
            Daha sonra, daha ince hesaplarla üzerimize  geldiler. Son 10 yılda 5 bin işçi aldılar ama 12 bin işçi emekli ettiler.  Çalışan sayısı 7 bin azalmasına rağmen “İşçi alındı, üretim artmadı” diye bizi suçlamaya  çalıştılar. İşçi almamak için her yolu denediler. 
            Sesimizi yükselttikçe işçi aldılar, ama düşük  ücreti dayattılar. 
            Asli görevi haksızlıkları giderme, adaleti  sağlama olan devlet, bize eşitsizliği dayattı. Aynı işi yapan arkadaşlarımız, 3  farklı ücret alır hale geldi. Şimdi, dördüncü bir ücreti dayatıyorlar. 
            TAŞERON BATAKLIĞINI YARATANLARDAN HESAP  SORACAĞIZ 
            Asıl amaçları işçi almak değil, oyun bozanlık  yapmak ve taşeron düzenini meşrulaştırmak istiyorlar. Ama, hiç kimse kötü niyetle  murada eremez.  Göz göre göre gelen bu  taşeron cinayetini ve taşeron bataklığını yaratanlardan hesap soracağız. Hiç  kimse “Kaçınılmaz kaza” deyip bunun üstünü örtemez. 
            Kimse, bizi genelgelerle yıldıramaz. 
           
          BİZ,  ÖLÜMÜ HERGÜN YAŞAYANLARDANIZ 
            Emek en yüce değerdir. Emek kutsaldır. Emeğe  Saygı göstermeyenlerin yüzü gülmez. Madenciyi üzenler ise, yok olur gider. 165  yıldır bu böyle oldu. İngiliz gitti, Fransız gitti, Alman gitti, tek parti  iktidarları gitti, koalisyonlar gitti. Ama biz hep buradayız. Ve bizim daha yer  altında 100 yıllık kömürümüz var. 
            Biz, 165 yıldır; Dünya işçileri ise 265 yıldır,  hak mücadelesi veriyor. Biz sosyal devlete, demokratik, laik hukuk devletine ve  demokrasiye kavuşuncaya kadar çok bedeller ödedik.  
            Kimse bizi korkutmaya, bize gözdağı vermeye  kalkmasın; Biz, ölümü her gün yaşayanlardanız. 
             
          TAŞERON,  200 YIL ÖNCESİNİN VAHŞİ DÜZENİDİR 
            Taşeron demek, 200 yıl öncesinin vahşi düzeni  demektir. 
            Taşeron düzeni bir bataklıktır ve ıslah  edilmesi mümkün değildir. 
            Taşeron uygulamasını tüm sonuçlarıyla birlikte  ortadan kaldırmak bizim görevimizdir. 
            Bizim görevimiz, atalarımızın bedel ödeyerek  kazandığı haklarımızı korumak ve bizden sonrakilere devretmektir. 
            Biz, Türkiye genelinde taşeron uygulamalarına  son verilmesini istiyoruz. 
            Taşeron düzeni bir bataklıktır ve Hükümet  çırpındıkça batacaktır. 
             
          KORKUMUZ  YOK 
            Türkiye’nin çıkış yolu bu değildir. 
            Milletvekillerini, rektörleri, gazetecileri,  yazarları, sendikacıları, avukatları, öğrencileri, askerleri hapse atmak;  insanları korkutmaya, sindirmeye çalışmak doğru değildir. 
            Bir telefon mesajıyla  işten çıkartılan Hava-İş üyelerini  unuttuğumuzu ve korktuğumuzu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.  
            Bakınız emekçiler burada. Burada korkudan eser  var mı? 
            Emekçilerin başına çuval geçirme olarak  gördüğümüz bu olayı asla unutmayacağız. 
            Biz, ABD’nin çuvalını da, sizin çuvalınızı da  kabullenmedik. 
            Şimdi hazırladığınız Ulusal İstihdam  Stratejisini de işçilerin, emekçilerin başına çuval geçirme olarak görüyoruz ve  asla kabul etmeyeceğiz. 
             
          HERŞEY  EMEĞE SAYGI İLE BAŞLAYACAK 
            Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye  Cumhuriyeti vatandaşı, taşeron olmayacak. 
            Yeni bir dünyanın kapısı emekle açılacaktır. Herşey  Emeğe Saygı ile başlayacak. 
            İnsanca çalışıp, insanca yaşayacağımız bir  düzen kurulacak. Taşeron uygulamalarına son verilecek. 
            Eğer Hükümet, bu uyarıyı dikkate almazsa; Hava-İş  direnişiyle başlayan, Şişecam işçilerinin kazanımıyla devam eden, Yatağan Maden  ve enerji işçilerinin başarısıyla taçlanan bu süreç, her yer Zonguldak’a  dönüşerek devam edecektir. 
            Ve işçiler, emekçiler üretimden gelen  güçlerini kullanmaktan çekinmeyecektir. 
             
          ARTIK  HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK 
            Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Emekçilerin  kalbi hep birlikte atacak. Biz gücümüzü üretimden alırız. 
            Dünyanın bütün güzelliklerini işçiler,  emekçiler yaratır. 
            Bizim gücümüz birliğimiz, beraberliğimizdir. Gücümüzü  dosta, düşmana bir kez daha gösterdik. 
            Bu duygularla hepinize tekrar teşekkür ediyoruz.  Yaşasın emek dayanışması.” 
            Alabaş’ın konuşması sırasında ve miting  boyunca “Emeğin Başkenti Şanlı Zonguldak. Yaşasın Emek Dayanışması. Madencinin  Kaderi Ölmek Değildir. Susma Haykır, Taşerona Hayır. Yaşasın Sınıf Dayanışması.  İşçi, Memur Elele Genel Greve.  Tazminata  Uzanan Eller Kırılsın. İşte Madenci, İşte Zonguldak. Zafer Direnen Emekçinin  Olacak. İşçi Alınsın, Üretim Artsın. Maden İşçisi, Demokrasi Bekçisi. Hükümet  Şaşırma, Sabrımızı Taşırma. Vur Vur İnlesin, Ankara Dinlesin. Gemileri Yaktık,  Geri Dönüş Yok. Direne Direne Kazanacağız. Her Yer Şişecam, Her Yer Yatağan.  Her Yer Hava-İş, Her Yer Direniş. Hak Verilmez Alınır, Zafer Sokakta Kazanılır”  sloganları atıldı. 
            
            
             |